Başarı Grafiği: Dünya Ekonomisinde Almanya’nın Konumu
Almanya’nın ekonomisinin ihracat odaklı yapısından dolayı açık pazarlar Alman ekonomisi açısından özel bir önem taşımaktadır. En önemli ticari ortakları Fransa, ABD ve Büyük Britanya’dır. 2006 yılında Fransa’ya 85 milyar Avro değerinde mal ve hizmet ihraç edilmiş, ABD’ye 78 milyar Avro ve Büyük Britanya’ya da 65 milyar Avro mal ve hizmet ihracı gerçekleştirilmiştir. Avrupa Birliği’nin doğuya doğru genişlemeleriyle (2004 ve 2007), “eski” AB üyelerinin yanı sıra AB’ye yeni katılan Doğu Avrupa ülkeleriyle gerçekleşen ticaret hacminin belirgin bir şekilde arttığı gözlenmiştir. Toplam ihracatın yaklaşık yüzde 10’u bu ülkelere yapılmaktadır.
Çin ve Hindistan gibi Asya’nın atılım halindeki ülkeleriyle Almanya arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin önemi de her geçen gün artmaktadır. Almanya’nın bu bölgeye yaptığı ihracat 1993’te henüz 33 milyar Avro düzeyinde olduğuna göre arada geçen zamanda üç kattan fazla bir düzeye gelerek 104 milyar Avro’ya yükselmiştir (2006). Asya’daki Alman firmalarının sayısı aynı dönem içinde 1800’den 3500’e çıkmıştır, doğrudan yatırımlarsa bu dönemde dört katına çıkmıştır.
Almanya bir sosyal piyasa ekonomisidir. Bunun anlamı, devletin ekonomik faaliyetlerin serbest piyasa kuralları içinde gerçekleşmesini güvence altına alırken sosyal eşitliğin sağlanması konusunda da sorumluluk üstlenmesidir. Bu konsept sayesinde Almanya sosyal barış konusunda ileri konumda olan ve işçi-işveren sürtüşmelerinin ender yaşandığı bir ülkedir. 1996 yılından 2005’e kadar ortalama her 1000 çalışan başına sadece 2,4 gün grev yapılmıştır, bu rakam da, ortalaması 3,1 grev günü olan İsviçre’den bile daha azdır. Sendikaların ve işverenlerin sosyal partnerlik içinde olması kolektif çalışma hukuku çerçevesi içinde kurumsallaşmış uzlaştırma mekanizmalarıyla sağlanmaktadır. Temel Yasa (Alman anayasası) toplu sözleşmeleri tarafların belirlemesini serbest bırakmıştır; bu da taraflara, toplu sözleşmeler üzerinden çalışma koşullarını, kendi sorumlulukları dahilinde düzenleme imkanı tanımaktadır.
KAYNAK: /www.tatsachen-ueber-deutschland.de/
Çin ve Hindistan gibi Asya’nın atılım halindeki ülkeleriyle Almanya arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin önemi de her geçen gün artmaktadır. Almanya’nın bu bölgeye yaptığı ihracat 1993’te henüz 33 milyar Avro düzeyinde olduğuna göre arada geçen zamanda üç kattan fazla bir düzeye gelerek 104 milyar Avro’ya yükselmiştir (2006). Asya’daki Alman firmalarının sayısı aynı dönem içinde 1800’den 3500’e çıkmıştır, doğrudan yatırımlarsa bu dönemde dört katına çıkmıştır.
Almanya bir sosyal piyasa ekonomisidir. Bunun anlamı, devletin ekonomik faaliyetlerin serbest piyasa kuralları içinde gerçekleşmesini güvence altına alırken sosyal eşitliğin sağlanması konusunda da sorumluluk üstlenmesidir. Bu konsept sayesinde Almanya sosyal barış konusunda ileri konumda olan ve işçi-işveren sürtüşmelerinin ender yaşandığı bir ülkedir. 1996 yılından 2005’e kadar ortalama her 1000 çalışan başına sadece 2,4 gün grev yapılmıştır, bu rakam da, ortalaması 3,1 grev günü olan İsviçre’den bile daha azdır. Sendikaların ve işverenlerin sosyal partnerlik içinde olması kolektif çalışma hukuku çerçevesi içinde kurumsallaşmış uzlaştırma mekanizmalarıyla sağlanmaktadır. Temel Yasa (Alman anayasası) toplu sözleşmeleri tarafların belirlemesini serbest bırakmıştır; bu da taraflara, toplu sözleşmeler üzerinden çalışma koşullarını, kendi sorumlulukları dahilinde düzenleme imkanı tanımaktadır.
KAYNAK: /www.tatsachen-ueber-deutschland.de/
John Doe